25 Kasım 2013 Pazartesi

André Breton'la Kaos Nehrinde karşılaşmak...


Nehir suları taşır, sular taşar, ancak aynı sudan geçemez asla. Belki de denizde, şişede karşılaşırız nehir kenarında akışını seyre daldığımız suyla. Anın kaosu, koskoca düşler, imgeler, sözcükler, sesler evreninde buluşur bir şekilde. Kaos nehrinde bir araya gelirler. Tıpkı geçenlerde Breton'la karşılaşmam gibi:
"Bir gece, uykuya dalmadan önce, tek bir kelimesi bile değiştirilemeyecek kadar net biçimde telaffuz edilen ama herhangi biri tarafından seslendirilmeyen, bilincimin de teyit ettiği gibi o sırada dahil olduğum olaylarla görünürde hiçbir ilişkisi olmayan bir cümle duydum -bana ısrarlı gelen, hatta izin verirseniz camı tıklatıyordu diye tarif edeceğim bir cümle. Fazla üzerinde durmadan kaydettim zihnime, ama birden organik niteliği dikkatimi çekti. İşin aslı, cümle beni şaşkına çevirdi, ne yazık ki onu tam olarak hatırlamıyorum ama şöyle bir şeydi: 'Pencerenin ikiye böldüğü bir adam var.' Fakat hiçbir belirsizliğe yer bırakmayacak biçimde, cümleye, bedeni pencere tarafından tam ortasından dikine kesilmiş vaziyette yürüyen bir adamın soluk görsel imgesi eşlik ediyordu. Gördüğüm şeyin, pencereden sarkmış bir adamın uzam içindeki görüntüsünün canlandırılışı olduğuna kuşku yoktu. Ama pencere insanla yer değiştirmiş olduğundan, ender rastlanır bir imge türüyle karşı karşıya kaldığımı anladım. Ama tek düşündüğüm, bunu derhal şiirsel inşamın malzemeleri arasına katmaktı. Cümleye bu gücü verir vermez, arkasından, sadece kısa aralıklarla, bir sürü başka cümle akmaya başladı; bunlar da hemen hemen ilki kadar şaşırttı beni ve kendi üzerimde sahip olduğum kontrolün yanılsamadan ibaret olduğunu düşünmeme sebep olacak kadar başına buyruk oldukları izlenimine kapıldım; içimde süren bitmek bilmez kavgaya son vermekti."
Sanat Manifestoları Avangard Sanat ve Direniş kitabından

küçük bir not: Benim karşıma çıkan imgenin bana fısıldadığı tam olarak -sanırsam!- şuydu: "Ruhlar bir süreliğine burada dinlenir..."  
  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder