9 Temmuz 2014 Çarşamba

Recep İvedik; bir maganda, bir entelektüel, folklorik bir anarşist...




Serinin 4 filmini fanatikçe takip etmedim. Hatta anlamsız önyargılardan dolayı ilk filme bir otobüs yolculuğu sırasında denk geldim. Diğer filmleri de izledikçe Recep'in yaratıcısı Şahan'ın ne kadar iyi bir gözlemci olduğuna kanaat getirdim. Edebiyatımızda, sinemamızda, tiyatromuzda es geçilen bir çok toplumsal motif ve hakikat, Recep'in dünyasında es geçilmemiş, adeta vuku bulmuş. (Misal 3. filmin başlangıcında teyzelerin Mezdeke müziğiyle haldır huldur oynayıp gün yaptıkları sahne) Recep İvedik genelde elitist bir tavırla ele alınmış ve haliyle bu yönde eleştirilere maruz kalmıştır. Tezatların buluştuğu nokta Recep İvedik, bu toplumun bir özetini sunar nitelikte. Gündemde ne varsa onu es geçmeyen, Desperate Housewives dizisinden Nuri Bilge'nin Uzak filmine kadar güncel, sanatsal neredeyse tüm gelişmeleri yakından takip eden ve hemen hemen her konuda söyleyecek bir çift sözü olan bir entelektüel Recep! Mahallenin agresif, kompleksli, ama perdelerini kaldırınca kedi gibi bir delikanlısı Recep! Toplumun değer yargılarını kendi süzgecinden geçirirken bir yandan da tiye alan bir asi, kafa tokuşturan (ki bu detayı da birçok 'elit' sinemacımız es geçmiştir!) bir anarşist Recep! Recep pikaresk bir anti-kahraman misali, toplumun değişik kesimleri (Kara Ambar Kamyoncular Derneği'nden tutun da, kendi deyimiyle birçok kodaman iş adamlarının önünde konuşma yapmasına kadar) ile rahatça biraraya geliyor, aralarına girip çıkıyor, alay ediyor, dalga geçiliyor, tekrar mahallesine geri dönüyor. Türkiye'de sosyal sınıflar arası sürekli olarak mekik dokuyan, geleceği dert etmeyen ve günlük dertlerinin peşinde olan lümpen bir Recep'i anlamak, yaşadığı konfordan, ayrıcalıklı çevresinden kopamayan züppelerin harcı değil tabi! 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder