29 Aralık 2013 Pazar

buñuel ve antonioni sinemasında insanın makus çemberi üzerine...


Luis Buñuel'in kıyıda köşede kalmış El Bruto (Ahmak) ile Michelangelo Antonioni'nin çokça dillendirilmeyen filmlerinden Il Grido (Çığlık) birbirinden oldukça farklı kulvarda görünen iki film. Bazen konuya o kadar odaklanılıyor ve konu üzerinden filmi değerlendirme gafletine düşülüyor ki? Biçim heba edildiği gibi, film içerisine serpiştirilen gündelik yaşamın ve insan yaşamının imgeleri, şifreleri de es geçiliyor. İşte bu iki filmde iki yaşlı adamın (ki genel seyircinin odağından epey uzakta bu iki kişi) yolları bir nevi kesişiyor. Buñuel ve Antonioni'nin sinemasal dehaları da belki günlük yaşamı ve detaylarını okumalarında yatıyordur. Bu iki yaşlı adam, tüm sıradanlıklarıyla karşımızda duruyorlar. Ama çocuksu tavırları ve zaaflarıyla. (El Bruto'da -bir nevi- toprak ağasının hasta ve yaşlı babası şekerlemelere, Il Grido'da kadının yaşlı babasının şaraba karşı çocuksu bir zaafları mevcut!) Günlük yaşamın özü, insanın tersine evrimini de gözler önüne seriyor. Buñuel ve Antonioni de bebeklikten tekrar bebekliğe geçişteki çemberin öyküsünü filmin detayları arasına yerleştiriveriyorlar. Gerisi izleyene kalmış...

Meraklısına: El Bruto filminde yaşlı adamın -oğlunun cesedinden bihaber- dolaptan şeker aşırdığı sahne için: burada!, Il Grido'da benzinlik işleten kadının yaşlı babasını dolaptan aşırdığı şaraptan dolayı azarlayıp yatağına gönderdiği sahne için: burada!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder