8 Aralık 2014 Pazartesi

Stalker'in izini sürmek...


fon müziği niyetine

''İleride 'hayatımın kült filmi' olacak Stalker'i ilk izleyişimde bana çok sıkıcı gelmişti. İkinci izleyişim ilki kadar itici bir deneyim olmadı. Üçüncü izleyişimdeyse bu filmi daha önce hiç izlememişim gibi bir duyguya kapıldım... Bu büyük yönetmenin gerçek değerini kavramaya başlayışım, aradan zaman geçip de bütün filmlerini defalarca izledikten çok sonralara rastlar...''*

İz Sürücünün ya bendeki etkisi? Yaklaşık 3 saatlik bu filmi ilk izlediğimde sıkıntıdan patlamıştım. Filmi birkaç kez durdurduğumu hatırlıyorum. (konforlu bir ortamda izlemenin avantajıyla. Odamdaki yatakta izliyordum yanlış hatırlamıyorsam.) Hatta bir ara filmin huzursuzluğuyla alakalı olsa gerek, filme ara verip -çoğu zaman varoluşumuza mana ararken yaptığımız gibi- mastürbasyona başvurmak içimden geçivermişti. Film bittikten sonra şehrin sokaklarını turlarken filmden kopuk kopuk görüntüler maneviyatımı ve zihnimi epeyce meşgul etmişti. Aslında sinema filmiyle seyirci arasındaki bu tanımlanamayan boşluğu A.Tarkovski'nin kendisi de dile getirir: ''Seyirci aldığı bir sinema biletiyle kendi deneyimindeki gedikleri kapatmaya çalışır, yani bir anlamda 'yitirilmiş' bir zamanın peşini kovalar. Bu sayede, huzursuzluk ve iletişimsizlikle belirlenen çağdaş hayatın yarattığı o manevi boşluğu doldurmayı umar.''**

Son yıllarda birçok filmde Tarkovski'yi yad etmek bir eğilim haline geldi. Kendisi sinema dilinde bir çığır mı açtı, yoksa insan maneviyatının derinliklerinde dolaşıp evrensel bir boşluğa mı temas etti? Hangi sebepten olursa olsun birçok yönetmenin sığındıkları bir liman haline gelmiş durumda: Tarkovski'ye ithaf edilmiştir...

İthaf ve esinlenmenin ötesinde, bir Tarkovski olabilme hevesi ve eşiği de mevcut. İşte bu eşikle eleştiri arasında bir yerlerde olan filmlerden birisi de Neden Tarkovski olamıyorum?

Filmle alakalı son bir not daha; yönetmen Murat Düzgünoğlu işin daha çok başlarında olduğundan (sanırım bu 2. filmi) film boyunca Tarkovski'nin bir sözüne takılıp kalır, filmde ilk filmini yapma hevesindeki genç yönetmeni vicdani, ilkesel bir sorunla da baş başa bırakır:



* Tarkovski'den Sinema Dersleri kitabının çevirmeni Semir Aslanyürek'in (aynı zamanda film yönetmeni) kitabın önsözüne yazdığı notlardan
**Andrey Tarkovski'nin Mühürlenmiş Zaman kitabından

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder