5 Ağustos 2013 Pazartesi

geçmişin dehlizlerinde...



ARTAUD: Fazla bir seçeneğin kalmadı, denendi her yol.
GENÇ TİYATROCU: Nedenmiş? Vardır elbet, bambaşka bir temsil, yeni bir dil, bakir kalan.
ARRABAL: Uzun zamandır duyduğum en gülünç laf. (yanındakine) Sen ne dersin bizim idealist gence?
BRECHT: Duvar da kalmadı sonunda!
ARRABAL: Bunun da aklı fikri duvarda.
DÜRRENMATT: Berlin'dekinden bahsediyor olsa gerek.
GENÇ TİYATROCU: Aklımı karıştırmayın!
BELİRSİZ BİR SİLUET: Hindistan'da, Japonya'da, Çin'de, Orta Doğu'da, Afrika'da malzeme kalmadı.
LORCA: Esin perilerine, cinlere, tabiata bir şans daha ver, derim.
GENÇ TİYATROCU: Yeter! Sizden yardım istemedim. Defolun!
ARTAUD: Vahşet ve bolca kan. Sahne tören alanına dönmeli. (çıkar)
BRECHT: Katharsis ruhun afyonu, hiç bulaşmamalı. (çıkar)
LORCA: Kendi tabiatından, ruhunun derinliklerinden fışkıracak o büyüsel şarkı. (çıkar)
DÜRRENMATT: Çevrende bir olup bitenlere bak, yeter. (çıkar)
ARRABAL: Daha fazla saçmalama. Bırak olmayanı aramayı. (çıkar)
DAHA DA BELİRSİZLEŞEN SİLUET: Boşver! (çıkar)
GENÇ TİYATROCU: Yeni bir tiyatro, biraz avan-gard, biraz geleneksel, biraz gerçekçi, biraz deneysel, biraz... (çıkamaz)





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder